31 Temmuz 2013 Çarşamba

Melekler Zamanı – Fatma Erdek / Kapak Tanıtımı

İlk basımı Papillon Yayınevinden çıkan Fatma Erdek imzalı bize dolu dolu hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşatan ve aynı zamanda aile ve dostluk ilişkilerinin ne olduğunu anlatan yetmezmiş gibi baba ve eş olmanın nasıl birer duygu olduğunu anlatan duygusal kitabımız Melekler Zamanı artık bambaşka bir kapak ve bambaşka bir basım ile EPHESUS YAYINLARI imzası ile çıkıyor!…
Kapak görseli daha taslak aşamasında olsa da Ephesus Yayınlar ilk basıma göre çok güzel bir kapak ile karşı karşıya bırakıyor bizi!
Ephesus Yayınları’ndan aldığımız duyumlara göre çok ama çok yakın bir zamanda kitabımız ve kapağımızın son hali ile buluşuyoruz. Özellikle bu şahane kapağın, kitabın içinde ki hüznü buram buram bize yansıtacağını düşünerek, okumayı dört gözle bekliyorum. Sanırım peçeteleri hazırlamalıyım!
Hadi lafı daha fazla uzatmayayım ve hemen tanıtıma geçeyim! 


Kitabın Adı : Melekler Zamanı
Yazarın Adı : Fatma Erdek
Yayınevi : Ephesus
Sayfa Sayısı : -
Dili : Tükçe
Çıkış Tarihi : Ağustos, 2013
Tür : Yetişkin Türk Edebiyatı / Aile İlişkileri / Duygusal / Hüzünlü / Romantik
Melekler Zamanı, sonu mutlu biten, hüzünlü bir aşk hikayesini anlatıyor. 
Bu aşk hikayesinin erkeği, terk edilmişlik, sevgisizlik, yalnızlık, özellikle çocukken ayrılmak zorunda kaldığı kız kardeşine beslediği amansız özlemle ruhsal yönden çökük, alkol bağımlısı, intihar eğilimli, görüntüde var olan ama içsel olarak ölü bir erkek. Hayatındaki yıkımlar, henüz dokuz yaşında bir çocukken başlamış. Çocukluğu ve gençliği acılar içinde geçmiş. Hikaye, bu erkek karakter üzerine iki zamanlı olarak anlatılıyor. Bir yanda bu gününü… diğer yanda dokuz yaşından itibaren bu güne kadar neler yaşadığını anlatıyor. 
Çocukluğunda babası tarafından kökten dinci, militan yetiştiren bir kampa gönderilmiş. Sonrasında oradan kaçmış, ailesi tarafından reddedilmiş. Ardından ölüm kararı çıkmış. Bütün bunlardan babasını sorumlu tutuyor. Onlarla bağlarını koparırken, aynı zamanda inançlarını da reddediyor. 
Bugün ile başlıyor hikaye. Adam Datça’da bir otel işletiyor. Bir gün, adamın oteline iş başvurusu yapmak için yola çıkan ve henüz otele varmadan, Datça yolunda adamı tesadüfen gören ve gördüğü an etkilenmeye başlayan, sonrasında adama hızlı bir şekilde ve geriye dönüşü olmadan aşık olan Nesil giriyor hikayeye. O andan itibaren adamın da, kızın da hayat seyri değişmeye başlıyor. Adam, kızı boğulmak üzereyken denizden çıkarıyor, hayatını kurtarıyor. Ve O kız, adamın hayatı boyunca kendisi için istediği tek şey olan ve “melek” olarak nitelendirdiği bir bebek veriyor ona. Adam o bebeği bir mucize olarak nitelendiriyor, çünkü adamın tıbben çocuk sahibi olması mümkün değil. O bebeğin gelişiyle birlikte, adam değişmeyi, normal biri gibi yaşayabilmeyi hayal etmeye başlıyor. Sahip olduğu bebeği, kendisinin yaşayamadığı çocukluğunun yerine koymayı ve o bebekle birlikte içinde ölmüş olan çocuğu da büyütmeyi çok istiyor. Ancak bunu istemek yeterli olmuyor. Çünkü, kız ve bebek hayatına girdiğinde, o dibe batmış durumda. Yine de, kız sayesinde, kaderi değişiyor. Alkol tedavisi oluyor. Yeni bir başlangıç yapıyor sevdikleriyle birlikte. Bütün bu süreç içinde aşka sağır yüreği de, kıza aşık oluyor. 
Alkol tedavisi gördüğü klinikte, geçmişini, hayatındaki yıkımın başladığı ilk günden itibaren kaleme alıyor, yazıyor. Döndüğünde, kıza veriyor. Onları okumasını ve onu tanımasını istiyor. Artık iki kimlikli bir adam olmak istemiyor. Bugünkü adı Barlas olan adamın aslında Yusuf olarak dünyaya geldiğini kız da öğrenmiş oluyor böylece. Kız her şeye rağmen, adamı sevmeye devam ediyor. Ondan vazgeçmiyor. 
Datça sırtlarında, otelinin az ötesinde, deniz gören bir tepede yaşayan bu adamın, sevdiği kadın ve oğluyla birlikte yeni bir hayat kurması da mutlu olmasına yetmiyor. Geçmiş, iç dünyasındaki huzursuzluklar bir türlü yakasını bırakmıyor. Ablasına beslediği o amansız özlem onu mutsuz etmeye devam ediyor. Reddettiği inançlarının boşluğu içini kemiriyor. Nihayetinde, tövbe ediyor, inançlarına sımsıkı sarılıyor. İçindeki çocuk Yusuf’la barışıyor bir anlamda. Ruhu huzur buluyor. 
Ablasına duyduğu özlemi ise, onu hayata döndüren o kız.. yani artık karısı olmuş olan Nesil, bitiriyor. Gidip sevdiği adamın doğduğu yerlerde ablasıyla görüşüyor. O’nu getiriyor ve 25 yıllık ayrılığı ve özlemi sona erdiriyor. Nesil hikayede, Barlas’a her yönden hayat veren kadın oluyor. Bir anlamda, Barlas’ı da yeniden doğuruyor. 
Hüznün ağırlıkta olduğu bir hikaye bu. Zaman zaman okuru ağlatacak kadar ağır bir drama dönüştüğü yerler oluyor. Buna rağmen, sonu mutlu biten bir aşk hikayesi anlatılıyor.

26 Temmuz 2013 Cuma

Jamie McGuire-Tatlı Bela Bitti...


Sayfa Sayısı: 
424
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı

Aşıksan başın belada!

Abby Abernathy karanlık geçmişiyle arasına mesafe koymuş olan, alkol kullanmayan, küfür bile etmeyen kendi halinde bir kız, fakat hayatını dövüşerek kazanan ve vücudu dövmelerle kaplı yakışıklı Travis Maddox onun hayatını değiştireceğe benziyor. 
İyi kız ve kötü çocuk... Bu birliktelik bir aşkın mı habercisi yoksa bir felaketin mi?

Tatlı Bela sadece bir "bestseller" değil, uluslararası bir fenomen. Yayımlandığı günden beri tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu kitabı okumayan kalmayacak.

dün sabah başladım ve 1 saatte bitirdim.
bu tarz kitapları sevdiğimi belirtmem lazım
nedense bu tarz kitaplara genelde başlamamla bitirmem en fazla 5 saat sürüyor :)

bu kitapta da kötü çocuk travis ve geçmişinden kaçmaya çalışan kızırmız abby. travis abby'den görür görmez hoşlanıyor ama abby geçmişinden kaçmaya çalışırken yeni bir belaya bulaşmak istemiyor ve olaylar bu şekilde gelişmeye devam ediyor. kitap bittikten sonra umarım yazar 2. kitabı yazmaz dedim ve araştırmalarım sonucunda 2.kitabın olduğunu gördüm. 




ama çok şükür ki yazar hikayeyi devam ettirmemiş. yeni kitapta abby ve travis'in başından geçenler bu kez de travis'in gözünden anlatılmış 2. kitap henüz Türkiye'de çıkmadı merakla bekliyorum. kesinlikle tavsiyedir :)

Çekiliş Hakkında :)





evet esra ve asiye arkadaşlarım bana ulaştılar ve hediye kartları kendilerine ulaştı :)
güzel günlerde kullanmaları dileğiyle :)
katılan herkese çookk teşekkür ederiz kızımla :)

ağustos ayı çekilişinde görüşmek üzere ..

Ve Kazanaaan-Larrr :)

evet arkadaşlar 2 şanslı arkadaşım belli oldu :)




isimleri yazdım önce :)


sonra kestim :)


katladım ve erkek kardeşime çektirdim :)

ilk kazananımız :


ve diğer kazananımız :


tebrik ederim arkadaşlar :) mail adreslerinize mail attım bir an önce bana ulaşmanızı bekliyorum

bu arada blogumu açalı 1 yılı geçti ve bugüne kadar birçok çekiliş yaptım. elimden geldiğince çabuk açıkladım. sadece bir önceki çekilişimde hamile olduğum için ki gerçekten son aylar insanı çok zorluyormuş. çekilişi biraz geç açıklamak zorunda kaldım. küçük bir yerde yaşadığım için daha önceki çekilişlerimde ya da etkinliklerimde de hediyeleri hep online aldım ve yolladım arkadaşlarıma. sadece kitap çekilişi yapmışken ben mutlaka yanına ekstra hediyeler de ekledim ve d&r ın tedarik sürecini bekledim. neyse beni ve blogumu bilen biliyor açıkcası. daha önce çekilişimi kazanan arkadaşlar ve etkinliğe katıldığım arkadaşlarımdan da hala görüştüğüm dostluklar kurduğum arkadaşlarım da var. sonuçta beni bilen biliyor diyorum ve daha fazla uzatmak istemiyorum :)





Çekiliş Sonucu Birazdann :)

evet arkadaşlar sonucu birazdan açıklayacağım takipte kalın :)

25 Temmuz 2013 Perşembe

Ayşe Kulin-Adı:Aylin Bitti..



Sayfa Sayısı: 398
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları



Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda, aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü.
Türkiyenin tartışmasız en ünlü kitaplarından biri Adı: Aylin, prenseslikten Amerikan ordusuna uzanan baş döndürücü bir hayatın romanı...






daha önce de yazmıştım ilk başlarda romanı okumak biraz zor gelmedi desem yalan söylemiş olurum. hele hele kitabın ilk bölümlerinde ki isimleri aklımda tutmak resmen eziyet gibi geldi bana. kim kimin kızı kim kimin eşi falan diye.kitap ilerledikçe hikaye giderek güzelleşmeye başladı.



aylin devrimel radomisli cates'in başına gelenler ve yaşadıkları gerçekten inanılmazdı bana göre. kitabın bazı yerlerinde yok artık dedim, bazı yerlerinde de azmine,hayata bağlılığına hayran kaldım.



uzun zamandır bloglarda yorumunu görüyordum ve bir türlü okuyamamıştım. iyi ki daha fazla geciktirmemişim ve okumuşum. kesinlikle tavsiyedir.

23 Temmuz 2013 Salı

Ne Okuyorum :)


şimdilik biraz yavaş ilerliyor gibi..

John Green-Aynı Yıldızın Altında Bitti..



Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus


Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü

On altı ya
şındaki kanser hastası Hazel Gracein birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır.

Fakat Augustus Waters isimli yakı
şıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubunda boy gösterince Hazelın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır...

  TIME dergisi, 2012nin En İyi Romanı

  Goodreads, 2012nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü

  New York Timesın En Çok Satanlar Listesinde #1

  Wall Street Journalın En Çok Satanlar Listesinde #1

  Amazonun En Çok Satanlar Listesinde #1

  Indieboundun En Çok Satanlar Listesinde #1


"Hayata, ölüme ve araya sıkı
şanlara dair bir roman olan Aynı Yıldızın Altında, John Greenin en iyi kitabı.
Kahkaha atıyor, a
ğlıyor, hızınızı alamayıp tekrar okuyorsunuz."
Markus Zusak, Printz ödüllü bestseller yazarı 

"Aynı Yıldızın Altında evrensel konuları ele alıyor: Sevilecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada bir iz bırakabilecek miyim?"
Jodi Picoult, New York Times bestseller yazarı

"Dâhiyane... Çok etkileyici... Güçlü ve saf duygularla korkusuzca yüzle
şebiliyor."
TIME

"Green, okurların aklından uzun süre çıkmayacak, göz kama
ştıran iki gencin öyküsünü iyi bir gözlem yeteneği ve empatiyle anlatarak, rafta duracak bir kitaptan ötesini yazmayı başarmış." People

"Bu romanı çekici kılan
şey dakikada bir heyecanlı bir patlama yaşanması değil, sayılı günler içinde sonsuzca yaşamaya çalışan karakterlerin gerçekliği."
The Washington Post

"Buruk bir komedi, akılları ba
ştan alacak bir romantizm ve insana hayat ile ölüme dair sorulan büyük soruları keyifle ve uzun uzun düşündüren bir kitap."
Horn Book

"Aynı Yıldızın Altında bir a
şk hikâyesi. Son dönem edebiyatın en içten ve dokunaklı romanlarından biri ama aynı zamanda korkunç bir zekâ, cesaret ve hüznün varoluşsal trajedisini de anlatıyor."
Lev Grossman, TIME

bu kitaba 2 gündür yorum yazmayı düşünüyorum ama ne yazsam ne yazsam diye bir türlü karar veremiyorum :(
uzun zaman sonra ilk defa bir kitaba sabah başladım ve akşama doğru bitirdim

ailesinde 2 kanser hastası olan ve bunlardan birini geçen sene kaybetmiş,bir diğeri de ağır bir tedavi sürecinde olan ben bu kitabı okurken daha farklı bir gözle okudum.

özellikle kitabın sonuna doğru augustus'un iyice rahatsızlanması ve ani acı kaybı ile daha da bir kötü oldum.
yeri geldi çok güldüm,yeri geldi hüzünlendim hatta ağladım bu kitabı okurken. elinize aldığınız anda nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile kesinlikle tavsiyemdir ...

21 Temmuz 2013 Pazar

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Ne Okuyorum :)


bir çok blogda olumlu yorum alan bir kitap "Aynı Yıldızın Altında" büyük bir merakla aldım ve başladım bugün bakalım beğenecek miyim ?



Maria V. Synder-Ateş Ustası Bitti :)



Sayfa Sayısı: 444
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: DEX



Çıraklık Bitti, Asıl Sınav Şimdi.

Yelenanın ruhları yakalayıp serbest bırakabilen bir ruh-bulan oldu
ğu haberi hızla yayılınca insanlar huzursuz olmuştu.
Zaten bir süredir sıra dı
şı yetenekleri ve geçmişiyle göze batıyordu...
Bir gün Yelenaya, ürkütücü bir mesaj gelir: Yelenanın daha önce yendi
ği, gözünü kan bürümüş bir büyücünün önderliğinde anavatanına karşı bir komplo düzenlenecektir.
Onuru, Yelenayı ustalıklarını sınamaya zorlarken, sevdi
ği adamla bir araya gelme ümidi onu ayakta tutar. Çıktığı yolculukta şüpheli dostlar, gizli düşmanlar, âşıklar ve suikastçılarla karşılaşır.
Yelenanın kendisini ispatlamak ve ülkesini kurtarmak için tek bir 
şansı vardır.
Zehir Ustası ve Büyü Ustasının ödüllü yazarından, büyülü imparatorlukların zekice kurgulanmı
ş destanında, yeni bir sayfa.






severek takip ettiğim zehir ustası ve büyü ustası serisinin devamı ateş ustası :)
ilk 2 kitabı çok severek okumuştum ama bu kitabın bazı yerlerinde sıkıldığımı söylemem lazım
özellikle valek'in "sen nasıl istersen aşkım" tavırları beni çileden çıkarmadı değil
ilk kitaptaki valek'i daha da özlediğimi belirtmeden geçemeyeceğim
kitabın bazı yerlerinde sıkıldığımı söylemiştim ama kitabın sonlarına doğru heyecan doruktaydı
yazar kitabın bazı yerlerini sanki uzatmak için yazmış gibi geldi bana
eğer ilk 2 kitabı severek okuduysanız serinin bu kitabını da mutlaka merakla alacaksınızdır
ilk 2 kitap kadar olmasa da güzel bir kitaptı