hala kitap almaya devam edersem onlar da sığmayacak:) ama tutamıyorum kendimi ne yapayım :)
20 Ekim 2012 Cumartesi
19 Ekim 2012 Cuma
Gece Evi Serisi İlk Kitabı İşaret Bitti
Arka
Kapak
Yeni Bir Hayat, Yeni Bir Aşk...
Tüm Dünyada Gençlerin Tutkunu Olduğu Yeni Bir Vampir Serisi.
"Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem. İşaret, ateşli, karanlık ve eğlenceli."
-Gena Showalter, Yazar-
"İlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim."
-MaryJanice Davidson, New York Times bestseller Yazarı-
Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi
-Romantic Times-
On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı Gece Evi'ne yerleşmek zorundaydı.
Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İşaret sizi kendisine esir edecek.
Yeni Bir Hayat, Yeni Bir Aşk...
Tüm Dünyada Gençlerin Tutkunu Olduğu Yeni Bir Vampir Serisi.
"Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem. İşaret, ateşli, karanlık ve eğlenceli."
-Gena Showalter, Yazar-
"İlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim."
-MaryJanice Davidson, New York Times bestseller Yazarı-
Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi
-Romantic Times-
On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı Gece Evi'ne yerleşmek zorundaydı.
Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İşaret sizi kendisine esir edecek.
bu
seriyi uzun zamandır okumayı düşünüyordum ama ani bir kararla d&r alışverişimde serinin ilk 5 kitabını sepetime atmış bulundum :)
normalde serilerin ilk kitabını okurum daha sonra diğerlerini ısmarlarım ama bu defa böyle yapmadım neden bilmiyorum :)
birinci kitabı bir günde bitirdim. şimdi ikinci kitap ihanete devam ediyorum
kitabın konusu güzel ve sürükleyici ama ben alacakaranlıkta aldığım tadı alamadım :(
ya da fısıltı serisinde
buna rağmen bir günde bitti ama
zoey ve arkadaşlarının dünyasında kendinizi kaybetmiyor değilsiniz acaba ne olacak modunda da gezmedim değil hani :)
kitabı okula götürmedim ve eve gelir gelmez elime aldım nerede kalmıştım diye :)
bakalım diğer kitaplarda daha çok sarar belki :)
ha bu arada filmi yapılacakmış ama yılan hikayesine dönmüş :) seri 12 kitap sanırım film hali ne kadar sürer düşünemiyorum ama kesinlikle alacakaranlık ve açlık oyunlarından sonra en çok film olmasını istediğim fısıltı serisinden sonra kesinlikle bu seri de film olmayı hak ediyor bence :)
değerlendirmem :
11 Ekim 2012 Perşembe
Hiç Kimse Sıradan Değildir-Markus Zusak Bitti
Yazar:Markus Zusak
Çevirmen:Selim Yeniçeri
Sayfa Sayısı: 464
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları
Arka Kapak
"Neden ben?" diye sordum
Tanrı'ya. Bir şey söylemedi.
Güldüm ve yıldızları izledim. Yaşamak
güzeldi...
Hiç Kimse Sıradan Değildir
Markus Zusak
"19 yaşındayım, taksi şoförüyüm.
Sadece bu işe yarıyorum, bir de arkadaşlarımla kâğıt oynamaya. Başka hiçbir
uğraşım, isteğim, hedefim yok. Bir ev arkadaşım var, adı Kapıcı. Kendisi aynı
zamanda köpeğim olur ve karşılıklı kahve içmekten büyük keyif alırız. Kısacası
sıradanlığın mihenk taşıyım ve bundan şikâyetçi değilim. Ama bir gün posta
kutumda bulduğum iskambil kartının, çerçevedeki bu resmi değiştireceğini
nereden bilebilirdim ki? "Hiç" oluşum, kimliği belirsiz birini
rahatsız etmişe benziyor ve belli ki benimle oyun oynamak istiyor. Neden
sorusunun cevabı aslında çok basit: umursamak için.
Peki o halde, oyuna hazırım!"
Dilde sadeliği kullanma yeteneğini
başarılı bir şekilde ortaya koyan Markus Zusak, Hiç Kimse Sıradan Değildir adlı
eğlenceli olduğu kadar düşündüren romanıyla, herkesin yapabileceklerinin
ötesine geçebileceğini en sıradan insanlar üzerinden göstererek zekâsını gözler
önüne seriyor.
"Zusak dilde abartıdan uzak
duran, sadeliği kullanarak hayal dünyanıza girmeyi ustalıkla başaran bir yazar.
Hiç Kimse Sıradan Değildir de bu yeteneğini ortaya koyan iyi bir örnek."
Time Magazine
"Yalın ve akıcı bir dille anlatılan,
güzel olduğu kadar etkileyici bir roman."
Kirkus Reviews
"Olağanüstü bir kitap. Mutlaka
okunmalı."
School Library Journal
bu kitap da çabucak bitirdiği
kitaplardan birtanesi oldu :)
kitabın konusu çok ilginç
seçilmiş kişi var Ed Kennedy 19
yaşında kapıcı adında çok pis kokan köpeği ile yaşıyor
annesi tek yaşıyor babası 1 yıl önce
ölmüş
ailenin en başarısızı diğer
kardeşleri çok iyi yerlere gelmiş ama ed ancak bir taksi şöförü olabilmiş
bir banka soygununda hırsızı
yakalıyor ve adı manşetlere çıkıyor
herşey işte ondan sonra başlıyor
ed evinin posta kutusunda bir kart
buluyor ve bulduğu kartın üzerinde çeşitli adresler, isimler ve ipuçları
yazıyor
ilk karttaki adreslere gittikten
sonra eçilmiş olduğunu anlıyor ve karttaki ipuçlarında anlatılan kişilerin
hayatını değiştiriyor
kitap çok çabuk sarıyor kendinizi
hemen hikayeye kaptırıyorsunuz ve merak ediyorsunuz . eğer katillerden, klasik
aşk hikayelerinden ya da vampirlerden sıkıldıysanız tam size göre :)
kurgu anlatım gerçekten harika
mutlaka okuyun derim :)
hatta kitabın trailer'ı da var :
8 Ekim 2012 Pazartesi
Ekim Ayı Çekilişi Başlasın :)
Selam millet Ekim ayı çekilişinin startını vermiş bulunmaktayım :) herkese bol şans :)
şartlarımız yine aynı :)
yapmanız gerekenler yine çok kolay , blogumun izleyicisi olmak ve bu çekilişten blogunuzda bahsetmek. blogunuzun linkiyle beraber bu posta yorum bırakmak. facebook falan onlarla uğraşmak ya da uğraştırmak istemiyorum yine. mailinizi mutlaka yazın ki kazandığınızda size ulaşabileyim.
diğer çekilişlerden farkımız şu çok satanlar 20 listesinden seçeceğiniz 2 kitap sizin olacak :) ve tabi yine süprizlerr :)
çekiliş için son gün 29 ekim ama daha erkene de alabilirim! çekilişi 30 ekimde klasik yöntemle yapacağım yine ve duyuracağım. hepinize bol şans :)
Khaled Hosseini-Uçurtma Avcısı Bitti
çok özlemişim sultanı öldürmekten sonra merakla bir kitabı 2 gün içinde bitirmeyi :) bu kitabı da sonunu merak ederek 2 günden daha az bir sürede bitirdim sanırım :)
Arka Kapak
Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır.
Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.
Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.
Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...
Yazar:Khaled Hosseini
Çevirmen:Püren Özgören
Sayfa Sayısı: 356
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır.
Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.
Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.
Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...
Yazar:Khaled Hosseini
Çevirmen:Püren Özgören
Sayfa Sayısı: 356
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
uzun zaman önce
aldığım ve unnuttuğum sultanı öldürmekten sonra konusu ile ilgimi çekecek bir
kitap ararken buldum :) çok yorum okumuştum kitapla ilgili daha önce ve çok da
merak ediyordum ve sonunda okudum :)
önüme gelen herkese şiddetle tavsiye edeceğim
ve mümkün olsa zorla aldırıp okumasını sağlayacağım bir kitap. yeri geldi
güldüm yeri geldi ağladım yeri geldi yok artık dedim kitabı okurken. hayatın
içinden de birşeyler bulmadım değil.
filmi de çekilmiş. bunu duyan ben hemen kitap
bitince filmi izledim ama size tavsiyem kitabı okuamadan filmi kesinlikle
izlemeyin derim çünkü film ve kitap arasında çok fark var. tabi zamandan dolayı
kitabı .çok kesmişler. kaçırılmaması gereken mutlaka okunması gereken
kitaplardan kaçırmayın derim!
filmin teaser'ı
değerlendirmem
3 Ekim 2012 Çarşamba
Ahmet Ümit-Sultanı Öldürmek Bitti
Yazar:Ahmet Ümit
Kapak Tasarımı:Utku Lomlu
Sayfa Sayısı: 528
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
Kapak Tasarımı:Utku Lomlu
Sayfa Sayısı: 528
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
Arka Kapak
"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"
Ahmet Ümit'in Nisan ayında yayınlanacak romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?
"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."
Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.
"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"
Ahmet Ümit'in Nisan ayında yayınlanacak romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?
"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."
Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.
"Biri sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi, bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"
böyle bir soru ile başlıyor kitap. bunun nedeni de füg rahatsızlığı yani zaman zaman yaptığını hatırlayamama hastalığı olan müştak'ın cinayetten kendini sorumlu tutmasıyla başlıyor.
daha önce
az da olsa kitapla ilgili yorumumu söylemiştim. ilk defa bir kitabı 25 günde
bitirdim. iyi desem değil kötü
desem haksızlık etmek de istemiyorum. ama bildiğim tek bir doğru var o da Ahmet Ümit okumaya bu
kitapla başlamamın
hata olduğu.
gelelim
kitapta neleri beğenmediğime
ilk olarak
kitabın başlangıcındaki
müştak karakterinin
nüzheti öldürüp öldürmediğini düşünmesi o kadar tekrar edilmiş ki bazı yerlerde huyum değildir ama resmen okumadan atladım.
cinayet
romanı olmasına rağmen daha
çok baş karakter
müştak'ın
psikolojisinden ve şüphelerinden
bahsediyor.
romandaki
cinayet son 25-30 sayfada çözülüyor o da bu kadar kitapta karışıklık olmasına rağmen çok basit bir sebepten işlenmiş olduğu ortaya çıkıyor.
bu arada
kitabı okumayanlara küçük ama önemli bir uyarı kitabı okumayı düşünenler
kesinlikle arka kapağını okumasın :) çünkü kitabın resmen özeti olmuş arka kapak :) tanıtım filmi
değerlendirmem :
tanıtım filmi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)