5 Mayıs 2013 Pazar

Sylvia Day-Sende Kendimi Buldum Bitti...



Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan Kitap




Sakın korkma!

Zifiri bir karanlığa açtım gözlerimi. Gideon, yatağı hafifçe çökerterek yanıma oturdu ve üzerime eğilip aramızdaki battaniyenin üstünden kollarıyla sardı bedenimi. Parmaklarımı göğsüne dokundurunca çıplak tenini hissettim. İnledi ve dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan bana doğru eğilerek ayağa kalktı; aramızdaki battaniyeleri çekip attı.

Crossfire serisinin ilk kitabı Sana Soyundumla başlayan Gideon ile Evanın tutkulu aşkı hiç hız kesmeden sürerken araya eski sevgililerin girmesi, her ikisinin de şiddet dolu geçmişinden karanlık yüzler bu ilişkiyi bambaşka boyutlara taşıyor.

Bakalım, namı diğer Bay Tehlikeli ve Gizemlinin bir türlü dile getiremediği korkunç sır aydınlanacak mı? Evanın farkında olmadığı büyük tehlike ne? Sende Kendimi Buldumda, Crossfire serisinin heyecan dozu daha da yükseliyor.

"Romantik edebiyatta Dayin çok az rakibi var."
Booklist

birinci kitap bitmişti ki birde baktım 2. kitabı elime almışım :)
bu  kitapta da eva ve gideon'un şehvetli birliktelikleri aynen devam ediyor. ama bu kitap diğer kitaba göre daha güzeldi bunu belirtmem lazım :)
bunun nedeninin de daha fazla olay barındırması olduğunu düşünüyorum.
yalnız ilk kitapta da dikkatimi çeken ve sinirimi bozan şey en ufak bir şeyde eva'nın küsüp bulunduğu ortamdan kaçması oldu.ayrıca gideon'un da bu kadar gizemli olmasına da anlam veremedim. bu kitapta az da olsa birşeyler anlattı ama yine de tam olarak çözülmedi ki bunun sebebinin yazarın diğer kitaba ki ben serinin 3 kitaptan oluştuğunu düşünürken yazar 3 kitapla bitmeyeceğini açıklamış.3. kitap tüm dünya ile aynı anda haziranda çıkacakmış. meraklılarına duyurulur :)


Sylvia Day-Sana Soyundum Bitti...


Sayfa Sayısı: 380
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan Kitap



Dünyada olay yaratan üçleme nihayet Türkçede!

Crossfire serisi 1. Kitabı...


Ateşle oyna!

Sana Soyundum Amerikada haftalarca bestseller listelerinden inmeyen, tüm dünyada 38 ülkeye satılan Crossfire üçlemesinin ilk kitabıdır.

"Sana ihtiyacım var, Gideon" dedim soluk soluğa ve tahrik olduğu için şimdi daha da yoğunlaşmış olan kokusunu içime çektim. Sırf teninin baştan çıkarıcı kokusu yüzünden hafifçe sarhoş olduğumu düşündüm. "Beni çıldırtıyorsun."

Bileklerimi bırakıp yüzümü avuçlarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırdı. Pantolonuna uzanıp gizli fermuara ulaşabilmek için iki düğmeyi açtım...

New Yorkun en gözde bekârı, Cross Holdingin varisi Gideon Cross -namı diğer Bay Gizemli ve Tehlikeli- Evanın karşısına çıktığında genç kadının yapabileceği tek bir şey vardı: Tüm bedeni ve ruhuyla ona teslim olmak...



christian grey, gabriel derken bir de baktım kendimi gideon cross okurken buldum :)



kitabımızın iki ana karakteri gideon ve eva birbirleri deli gibi bağlılar ama bu aşk bağı ile değil maalesef şehvet bağıyla.
açıkcası ilk kitapta pek bir konu bulamadım ki bol bol gideon ve evanın birbirini baştan çıkarmalarını okuyoruz. tabi gideon da aynı grey gibi çok sahiplenici :)



kitabın en beğenmediğim noktalarından biri çevirisiydi kesinlikle. bazı yerleri okurken çeviri açısından yok artık burayı böyle mi çevirmiş dedim kendi kendime.
elli tonla arasında çok fazla benzerlik var kitabın hangisi daha önce çıkmıştı bilmiyorum ama kesinlikle alıntılar olduğunu düşünüyorum ki güvenli kelime de bunlardan bir tanesi :)




Kiera Cass-Beni Seç Bitti..


Sayfa Sayısı: 304
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: DEX



Bir prens nasıl tavlanır?

Illéa ülkesinde tüm genç kızlar do
ğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilmez mücevherlere, göz alıcı elbiselere ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: SEÇİM. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçimi kazanmanıntek yolu Prens Maxonı kendine âşık etmek.

America içinse Seçim, bir kâbustan farksız. Bu yarı
şa girmeyi kabul ederse, kendisinden aşağı sınıftan olduğu için herkesten gizlediği aşkı Aspeni arkasında bırakmak zorunda kalacak. Öte yandan bu, ailesinin tek kurtuluş şansı.

America saraya adım atar atmaz, kendini esrarengiz bir dünyanın içinde bulacak. Saray hiç de dı
şarıdan göründüğü gibi olmayacak.

35 kızın katıldı
ğı vahşi bir yarış nasıl kazanılır?


"Açlık Oyunları ile The Bachelor arasında bir yerde duran bu roman öyle e
ğlenceli ki. Yazar, Americanın gizli, ilk aşkının külleri sönerken America ve Prens Maxon arasında gelişen kimyayı öyle ustaca kurmuş ki, okumaya doyamıyorsunuz."
Publishers Weekly

"Kiera Cassin ilk romanı Beni Seç, reality 
şov ve distopik bir peri masalının mükemmel sentezi."
Kiersten White, Paranormal

bu kitabı kapağının rengi sayesinde mi yoksa bir aralar bloglarda sık sık gördüğümden mi aldım emin değilim :) ama en azından pişman olmadığımı söyleyebilirim ki açlık oyunları serisi ve uyumsuz kitabını bir çırpıda okuyan bir insan olduğum için bu kitap da bir hayli hoşuma gitti. 

kitabımızın konusuna gelirsek; america singer kitabımızın ana karakteri. kitap 3. dünya savaşından sonra başlıyor. bu yeni ülkede insanlar kastlara bölünmüş ve bizim america 5. sınıfta. bu sınıftakileri de sanatçılar oluşturuyor ve tahmin ettiğiniz gibi geçimlerini zor sağlıyorlar. bu arada kızımızın bir de sevgilisi var ama sevgilisi 6. sınıftan ki bu sınıfı da hizmetçiler oluşturuyor. america ve sevgilisi aspen gizlice görüşüyorlar çünkü kast sistemi olduğu için görüşmeleri uygun değil hem de bir genç kızın evlenmeden bir ilişkisinin olması pek hoş karşılanmıyor.
bu arada ülkenin prensi maxon evlenme çağına gelmiş ve evleneceği kızı kastlardan seçilen 35 kızın arasından belirleyecek. america'nın da yaşı uygun olduğu için ona da bir davet mektubu geliyor ama aspen için gitmek istemiyor. aspen de ondan katılmasını istiyor ve şansa bakın ki america da seçiliyor. aklı aspende kalmış bir halde saraya gidiyor. 
işte asıl olaylar saraya ulaştıktan sonra başlıyor.

öyle aman aman bir konusu olmadığının farkındayım ama okurken hoşca zaman geçirmek istiyorsanız tavsiyedir :)

Zülfü Livaneli-Kardeşimin Hikayesi Bitti...



Sayfa Sayısı: 330
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan Kitap



Serenad fırtınasından sonra Livaneliden nefes kesen bir roman

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir. 

Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız. 

Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.



zülfü livaneli'nin kitaplarına nedense hep ön yargılı olmuştum. ta ki serenadı okuyana kadar. gerçekten serenad çok beğendiğim kitapların arasında aldı yerine.
geçenlerde yeni çıkan kitaplara bakarken dikkatimi çekti bu kitap ve bazı serilerin kitaplarını alırken bu kitabı da attım sepetime. iyi ki de almışım.
kitapta ana karakterimiz ahmet arslan. emekli mühendis ve şehirden kaçmak için podima adında küçük bir karadeniz kasabasına yerleşmiş. evinin tüm odaları kitap dolu ve her odayı türlerine göre ayırmış aşk odası, romantizm odası falan diye. insanların kendine dokunmasına izin vermeyen bir adam ve kişiliği gerçekten çok ilginç. hatta sevgili diye bir alet icat etmiş kitabı okursanız ne olduğunu göreceksiniz. bu küçük kasabadaki herşey birgün ahmetin de yakın arkadaşı olan arzu kahramanın öldürülmesiyle başlıyor aslında. kasabaya gazeteciler falan geliyor. hatta ahmet bu gazetecilerden genç bir kızla ilgilenmeye başlıyor.
kitabın konusunu daha fazla anlatmayayım ama gerçekten çok ilginç bir kitap olmuş bana göre. okurken nasıl bittiğini anlamadım hatta meraktan elimden bırakamadım kitabı.
cinayet, ahmetin kendini anlatması, ikiz kardeşi mehmet'in hikayesi falan derken bir çırpıda bitiyor kitap ki sonunu zaten büyük bir merakla okuyup şaşıracaksınız. her ne kadar ben başından beri acaba sonu şöyle mi olacak deyip haklı çıkmış olsam da. kesinlikle tavsiyemdir :)