Sayfa
Sayısı: 380
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Avrupa Yakası Yayınları
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Avrupa Yakası Yayınları
Her
şey gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir.
Fenerin ışığı söndüğünde, lanet köyü sarar.
Cadı dokundu, kara adamlar ağlamaya başladı.
Buradaki hiçbir kötülük sahipsiz değildir.
Kan ve barut kokuyordu ağlayan meyhanenin içi.
Bir cadı ölür, yeni bir cadı doğar, bunu hiç kimse engelleyemez.
Ağlamak, öfkelenmekten daha ucuz olmalıydı.
Bir kadın yalvarıyorsa, korktuğu için yalvarır ve akıllı bir erkek,
hiç bir şeyden korkmaz.
"Heyula, Satranç ve Şövalye, 19 Numaralı Koltuk" kitaplarının yazarından.
Fenerin ışığı söndüğünde, lanet köyü sarar.
Cadı dokundu, kara adamlar ağlamaya başladı.
Buradaki hiçbir kötülük sahipsiz değildir.
Kan ve barut kokuyordu ağlayan meyhanenin içi.
Bir cadı ölür, yeni bir cadı doğar, bunu hiç kimse engelleyemez.
Ağlamak, öfkelenmekten daha ucuz olmalıydı.
Bir kadın yalvarıyorsa, korktuğu için yalvarır ve akıllı bir erkek,
hiç bir şeyden korkmaz.
"Heyula, Satranç ve Şövalye, 19 Numaralı Koltuk" kitaplarının yazarından.
Hani
tanıtımı çok yapılıp okuyunca bu muymuş dediğiniz kitaplar olur (Tanrının
Unutulan Çocukları ve Düğümlere Üfleyen Kadınlar Gibi bana göre tabi ), bir de Ağlatan gibi yazarını daha önce hiç duymadığınız acaba nasıldır diye düşündüğünüz ve 1
günde merakınızdan ölerek bitirip vay be dediğiniz kitaplar vardır, işte
Ağlatan o kitabın ta kendisi.
Dün
sabah kitabı okumaya başladım ve bu sabah bitti.
Hikayenin
başlangıcından itibaren hep merak içindeydim.
Acaba
ne olacak bundan sonra ne gelişecek diyerek çevirdim sayfaları.
Ta
ki son sayfaya gelip de kitap bitince süperdi diyinceye kadar.
Mehmet
Damlacı ünlü bir gazeteci ve tatile çıkmak üzere.
Tam
valizini almış, yola çıkmak üzereyken telefonu çalıyor ve açmak istemese de
telefonu açıyor.
Mehmet’i
bir göreve göndermek zorunda olduğunu açıklıyor patronu ama
Mehmet
buna itiraz edemiyor.
Yola
koyuluyor ve yanlış bir yola girdiğini fark etmesi uzun sürüyor.
Geri
dönmektense karnını doyuracağı ve kalabileceği bir yer aramaya başlıyor.
Tam
Çoraklı diye bir yere gelmişken 3 adamla karşılaşıyor.
Onlar
ileride bir han olduğunu söylüyorlar ve Mehmet koyuluyor yola.
Yolda
giderken bir ışık dikkatini çekiyor ve bunun bir deniz feneri olduğunu anlıyor.
Nevşehir
de Çoraklı denen denizi olmayan yerde ne işi var deniz fenerinin?
Gazeteci
ya bir merak alıyor Mehmet’i ve hana varır varmaz bunun peşine düşüyor.
Asıl
olaylar bundan sonra başlıyor.
Dedim
ya uzun zamandır şöyle akıcı elimden düşüremeyip bir günde bitirdiğim bir kitap
okumamıştım ta ki Ağlatan’a kadar.
Daha önce okumadığım bir yazar olduğu için üzüldüm. Erol Çelik'in ilk alışverişimde kitaplarını mutlaka alacağım.
Kesinlikle
ve kesinlikle tavsiyedir.
Detaylarını okumadım yorumun , kitabı annem bitirince ben de okuyacağım. ama tavsiye etmene sevindim , demek ki güzel bir kitap bekliyor beni , annem de iyi gidiyor dedi:D
YanıtlaSilmutlaka okumalısın canım :) uzun zamandan sonra elime aldığım ilk sürükleyici kitap
SilKitabı bir arkadaşım doğum günümde hediye etmişti.Kitaplığımda öylece duruyordu.Şimdi bu yorumu görünce hemen bugün okumaya başlayacağım.Anladım ki bazı yazarlara önyargılı oluyoruz ve bence hiç iyi değil...
YanıtlaSilmaalesef oyle özellikle bazı kitaplara öyle reklam yapılıyor ki okuduktan sonra bu muymus diyorum Erol Celik gec tanidim bir yazar oldu ama gercekten elimden birakamadim kitabi kesinlikle okumalisiniz.
Sil