18 Şubat 2014 Salı

Kitap Tanıtımı :Erol Çelik- Ağlatan


Her şey gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir.

Fenerin ışığı söndüğünde, lanet köyü sarar.


Cadı dokundu, kara adamlar ağlamaya başladı.


Buradaki hiçbir kötülük sahipsiz değildir.


Kan ve barut kokuyordu ağlayan meyhanenin içi.


Bir cadı ölür, yeni bir cadı doğar,

bunu hiç kimse engelleyemez.


Ağlamak, öfkelenmekten daha ucuz olmalıydı.


Bir kadın yalvarıyorsa, korktuğu için yalvarır

ve akıllı bir erkek, hiçbir şeyden korkmaz.

Türk gerilim yazarı Erol Çelik’in 4. Kitabı Ağlatan, raflarda.

Çorak toprakların ortasında yemyeşil bir köy. Etrafında hiç deniz bulunmayan ama deniz feneri bulunan bir köy. Ağlayarak tedavi olan köylüler. Deniz fenerine mahkum yaşlı bir kadın. Karakterleri birbirlerinden çok farklı bir sürü ayyaş. Topal bir hancı. Asla sönmemesi gereken ışık. Ruhları kararmış adamlar. Yolu yanlışlıkla bu köye düşen bir gazeteci. Gerçekleri öğrenmek isterken, gerçek olmasını istediği olaylara sürüklenen bir gazeteci. Genç bir kızın kaderinde yaşamak isteyen ama gerçeği kaybeden bir gazeteci.

Erol Çelik yeni kitabında, gerçek olmasını istediğiniz şeylerin arasında dolaşıyor.
Türk gerilim yazarı Erol Çelik’ten, Ağlatan.

Erol Çelik, 4. Kitabı, ilk romanı Ağlatan’la yeniden raflarda. İlginç kapak tasarımı, gerçeklikten bir an bile uzaklaşmadan, mistik konusuyla, gerilim seven okuyucularının karşısına çıkıyor.

“Her şey gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir,” diyen yaşlı bir ayyaşın ve dokunduğu kişileri, ağlatarak rahatlatan yaşlı bir kadının dünyasına düşen bir gazetecinin öyküsüdür bu.


Kendisini, gerçek olmasını istediği bir dünyanın içinde bulan, hayallerindeki kadından bile güzel bir kızla karşılaşan bir gazetecinin öyküsünü anlatıyor, Ağlatan. Dev bir avcının elindeki fenerle aydınlanan bir köyde hapsolmak mı, yoksa buradan çıkmamak için çırpınmak mı, ilginç olan?

Türk gerilim yazarı Erol Çelik 4. Kitabı ama ilk romanı Ağlatan’la yine raflarda.

Erol Çelik son romanı Ağlatan’da sizi fantastik ama tamamen gerçek bir dünyanın ortasına itiyor. Öyle bir yer geliyor ki, insanları dokunuşuyla ağlatan bir kadına inanıp inanmadığınızı düşünmekten daha çok, o kadının size dokunup dokunmak istemediğini düşüneceksiniz. Öyle bir yere gelecek ki tetiği çekip çekmemek sizin insiyatifinizde zannedeceksiniz. Ve sonunda nerde uyanmak istediğinize siz karar vermek isteyeceksiniz.

İlginç bir dünyada nefes almak için, Ağlatan’ı ziyaret edin.

Herkes kendi zalim dünyasını kendisi yaratır. Erol Çelik, yeni romanında, kendi zalim dünyasıyla karşılaşan bir gazeteciyi çelişkili bir duruma sokuyor. Yaşamak istediği aşk, olmak istediği yerde değilse, bu uğurda hangi kaderi feda edeceğinin sınavını veriyor.

Türk gerilim yazarından, gerçek olmasını isteyebileceğiniz bir roman, Ağlatan.


Erol Çelik Ağlatan Hakkında

1996 yılında bir öykü yaşamak istedim. Gerçek olmasını istediğim bir öykü. Kendim hayal edip, o öykünün içinde olmak istedim. Bu yüzden merak ettim ve merakımın peşinden koştum. İnanmadığım ama inanmak istediğim bir öykü olsun istedim. Bu yüzden hiç tanımadığım bir dünyada, hiç tanımadığım insanların yanında olmak, onların aldığı soluğu hissetmek, onların inandıkları şeyleri kabullenmek istedim.
Bu yüzden o öykünün kahramanı oldum. O kahraman, benim gibi düşünsün istedim. Ona sadece öykülerde olur zannettiği bir aşk yaşatmak istedim. Bir cadı masalına inanmasını, o cadının köylülere yaptığı kötülükleri yaşamasını istedim. Hatta kibrinin kurbanı olup, kendini cadıdan üstün görmesini, köylülere yardım etmesini istedim.
Hiç deniz olmayan bir yerde, deniz feneri öyküsüne inanmasını istedim. Hiçbir şey elinde olmasa da, sahiplenmesini, sanki aklında ürettiği bir dünyadaymış gibi yaşamasını istedim.
“Her şey gerçek olmasını istediğin şeyle ilgilidir,” diyen yaşlı bir adamın sarhoş gözlerinde, onun anlattığı öyküyü gerçeğe çevirmesini istedim. O öyküyü gerçeğe çevirip çevirmeyeceğinin sürüncemesini yaşamasını istedim.
Gerçek olan, yaşlı adamın anlattığı öykü olmasa da, o öykünün kahramanı olmak istedim. Bunu yapabileceğime inandığım an, Ağlatan’la yüzleşmeye hazır olduğum andı.
Bu yüzden, ağlamamak için çırpınmaya hazırdım.
Bu öykünün kahramanı kim diye sordum kendime?
Bu öykünün kahramanı, Ağlatan’ın kudretini kıskanıp, onu, kibriyle yok edebilir miydi? Ağlatan’ın bir kadın olduğunu anladığı an, bu mücadeleye aşkı için girdiği an, sonuçlarına katlanabilir miydi?
Ne kadar uğraşsa da, gerçek olmasını istediği bir öykünün kahramanı olabilir miydi?
Bunu öğrenmek bile, beni o öyküyü yaşamaya zorladı.
Bu yüzden, yaşlı bir kadının dokunuşunda ağlamak bana cazip geldi.
Beyaz bir deniz fenerinin gölgesindeki kızın çığlığını duyduğum an, neyin gerçek, neyin hayal olduğunu öğrenmek istedim. Her attığım adımda, mistik bir öyküyü kucaklamak istedim.
O zaman bu öykünün kahramanı olmalıydım.
Oldum da.
İşte o zaman, gerçek olmasını istediğim o mistik öykünün lanetini soluduğumu fark ettim. Fotoğraf makinesindeki donuk bir kare olarak yaşamayı kabul ettim.
Bu yüzden son sözü koymak istedim ama son sözü bulamadım. Onun peşinden koştum. Gerçek olmasını istediğim öykümün peşinden.
Ağlatan der ki, “gerçekler gözyaşlarınızla yıkanabilir.”
Bence, bu öykü boyunca kimsenin sizin başınıza dokunmasına izin vermeyin.

Erol Çelik…

tanıtım videosu









Fatih Murat Arsal-Yemin Bitti..







Sayfa Sayısı: 
608
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları



Adı gibi "Kara" bir geçmişi olan, tehlikeli bir adamdı o... Hayat dolu bir genç kız için asla uygun değildi. Çoğu zaman insanı sinir edecek kadar kaba, yontulamayacak kadar sert, can sıkacak kadar suratsız ve...

...ve görmezden gelinemeyecek kadar yakışıklı!

Sığındığı karanlığı aydınlatacak bir ışığa hiç ihtiyacı yoktu. Hele güzel ve dik başlı bir sarışına asla! Ama genç kızın neşesinden etkilenmemek zordu! Onun inatçı mavi gözlerinden... Alaycı kırmızı dudaklarından… Geri adım atmayı bilmeyen cesur yüreğinden de!

Ceza öpücüğü her ikisi için de büyük hataydı! İlişkileri bir anda karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal aldığında, kalbi kırılan genç kız büyük bir yemin etti!

"Sen dizlerinin üzerinde sürünerek gelsen de... Seninle asla evlenmem!"

Tertemiz bir yüreğin granitten bir kalp ile mücadelesinde, belki de ilk kez bir yeminin tutulmaması için dua edeceğiniz, tarafınızı zor seçeceğiniz bir FMArsal romanı daha...



FMArsal da geç tanıştığım yazarlardan biri oldu maalesef neyse ki çok geç kalmadım :) kadınları bu kadar iyi tanıyıp yazan bir başka erkek yazar var mıdır bilmiyorum. okurken ben de burada böyle derdim ya da ben de aynı tepkiyi verirdim dediğim yerlerin çok olduğunu belirtmem lazım.



bu kitap Zoraki Koca serisinin 2. kitabıymış. elime ilk aldığımda hem kalın olması hem de acaba 1. kitabı okumadığım için anlamadığım yerler olur mu diye düşündüm ama ilk kitaptaki karakterlerin de yan karakterler olarak bu kitapta yer almaları ayrı bir güzellik katmıştı kitaba . kitap kalın olsa da bir çırpıda bitti ki bunda Türk filmi tadında olmasının da büyük katkısı var elbette.



kitabımızın iki ana karakteri Karahan ve Tuğçe.



Kara Afrikada yaşadığı olaylardan dolayı kalbi taşlaşmış kolay kolay gülmeyi bırakın tebessüm bile etmeyen ama bir o kadar da yakışıklı korumamız



Tuğçe de şen şakrak, yaşamaktan zevk alan sarışın güzeller güzeli ama ettiği yeminden asla taviz vermeyen kızımız :)



Sibel Tuğçe ye Kara'nin ne kadar yakışıklı olduğunu söyleyene kadar Tuğçe bunun farkında bile değildir aslında. üstüne bir de Kara'nın Tuğçe ye ceza öpücüğü vermesiyle Tuğçe için işler oldukça karmaşık bir hal alır ve eğlenceli diyaloglarla devam eder :) acaba Tuğçe yemininden dönecek midir ki hiç huyu değildir ve Kara'nın o granitten kalbini kazanmayı başarabilecek midir?



siz de Türk filmi tadında bir çırpıda okuyacağınız bir kitap arıyorsanız kesinlikle tavsiyedir :)


Vefa Enver-Neyse Ki Çocuk Yaptım Bitti..


Sayfa Sayısı: 304
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları



Çocuk Da Yapamadım Kariyer De adlı romanıyla okurlarını roman karakterlerinden biri gibi hissettiren Vefa Enverden, serinin son romanı.

Sibel ve Ahuyu tanıyorsunuz... Aslının ona hiç benzemeyen kardeşi Nazlı ile tanışacağınız bu roman Çocuk da yapamadım Kariyer de serisinin en tatlı kitabı. Kızlar bu romanda aşkın ve tutkunun onlara açtığı yoldalar!

Sevdiğiniz ve içlerinden biri gibi hissettiğiniz üç arkadaşın işlerinin yoluna girdiğini, sonunda istedikleri gibi yaşadıkları bir hayatları olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yoksa bunu umuyor musunuz?

Merakınızı gidermenin tek yolu var... haydi okuyun!

Eğer kahramanlarımızı bu kitapta tandıysanız, Sibel, Ahu ve Aslının maceralarını Bunu Sen İstedin ve Çocuk da Yapamadım Kariyer deden okumak isteyebilirsiniz.



bu kitabı elime alınca seri bittiği için üzüldüğümü söylemeliyim.
Sibel-Ahu ve Aslı o kadar içten ve samimi yazılmıştı ki sanki gerçek hayatta dördüncü bir kişi olarak onların hayatına tanıklık ediyordum.

daha önce de belirtmiştim Vefa Enver ile geç tanıştığıma üzüldüm diye seri bittikten sonra bunun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anladım. ilk defa bir Türk yazarın romantik-komedi türünde bir kitabını okudum ve çok beğendim.

bu kitapta daha çok Nazlı ve Kadir'in aşkına tanık olduk ama tabi ki Sibel-Aslı ve Ahu yu da unutmadık :) özellikle Ahu ve Can'ın atışmalarını :)
son kitap olduğundan mıdır (karakterlere iyice alıştığım için) bilmiyorum ama ben en çok bu kitabı beğendim :)

siz de Vefa Enver ile henüz tanışmadıysanız bu seri tanışmak için kesinlikle iyi bir fırsat

serinin ilk kitabı çocuk da yapamadım kariyer de için buraya : tık tık 
serinin ikinci kitabı bunu sen istedin için buraya : tık tık

Vefa Enver-Bunu Sen İstedin Bitti..


Sayfa Sayısı: 440
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları


Tutkulu ve tatlı üç arkadaş, Sibel, Ahu ve Aslının hayatlarında nelerin değiştiğini merak ediyorsanız, bir an önce sayfaları çevirmeye başlamalısınız. Kahramanlarımız sevdikleri adamlarla ve hedefleriyle ilgili olarak ne durumdalar dersiniz? 

"Ne dilediğinize dikkat edin çünkü gerçekleşebilir."

Hiç ayrılmadan birbirlerine ait olmayı dileyen bu üç arkadaşın sevgilileriyle ilgili diledikleri her şeyi gerçekten istemiş olduklarından emin misiniz? Mesela Sibel… tutkuyla sevdiği adamın hep hayatında olmasını dilerken birdenbire aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını fark etmişse? Vefa Enverin Çocuk da Yapamadım Kariyer de adlı romanında tanıdığımız karakterlerine bu romanda da doyamadıysanız, Neyse ki Çocuk Yaptımı okuyabilirsiniz.



"çocuk da yapamadım kariyer de " biter bitmez elime aldım kitabı ve aynen ilk kitapta olduğu her sayfayı acaba ne olacak diyerek çevirdim :)

3 yakın arkadaş Sibel-Ahu ve Aslının dostlukları ve karmaşık ilişkileri bu kitapta da tam gaz devam ediyor


özellikle Sibel ve Baran'ın düğününden sonraki sayfaları daha bir merakla okudum :)
bu kitapta da yeni katılan iki karakter Nazlı ve Kadir daha da bir heyecan katmış kitaba


siz de romantik komedi tarzı kitapları seviyorsanız kesinlikle kaçırmayın derim :)

Vefa Enver-Çocuk Da Yapamadım Kariyer De Bitti..


Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları



Vefa Enverin pembe dünyasının kapılarını Ephesus Yayınları aralıyor. Hasretle beklenen karakterlerle sizleri buluşturuyor. 4. baskısı ile "Çocuk da Yapamadım Kariyer de" efsanesi geri dönüyor! Birbirlerinden tamamen farklı üç arkadaş Ahu, Aslı ve Sibelin kesişen hayatlarının hikâyesini okumak çok eğlenceli olacak.

Ahu kendini ispat etmek için kariyeriyle uğraşırken, Aslı iş hayatına tutunmakta geç kaldığını düşünüyor. Aralarında en umursamaz olan Sibel ise hayatın gerçekleriyle karşı karşıya. Kızlar kendi hayatlarındaki bilmeceleri çözmeye uğraşırken olan tabii ki sevgililerine oluyor! Bir arada olmaları da ayrılmaları da imkânsız olan çiftlerin aralarında geçenleri okuyanlar ise kendi hayatlarının nereye gittiğini sorgularken buluyor kendilerini. Vefa Enverin çok sevilen kahramanları Ahu, Aslı ve Sibelin hayatları öyle renkli ki okuduğunuzu unutup kendinizi onların arasında bulacaksınız. Bu zevk biraz daha sürsün isterseniz Bunu Sen İstedin ve Neyse Ki Çocuk Yaptım ile devam edebilirsiniz…



Vefa Enver de maalesef geç tanıştığım için pişman olduğum yazarlardan biri oldu. pembe dizi tadındaki kitaplarını bir çırpıda okuduğumu belirtmem lazım



kitaptaki karakterler sanki hayatımızdan birileri gibi Aslı, Sibel ve Ahu :) ve onların sevgilileri Hakan-Baran ve Can :) 



bu kitapta Aslıı-Sibel ve Ahu 'nun çalkantılı iş ve aşk hayatlarını okuyorsunuz. bu kitabı 2 günde bitirdim ve bir çırpıda diğer kitaba geçtim :) böyle ardarda olan serileri çok seviyorum . 



kapağı gibi tatlı bir romantik komedi okumak isterseniz kesinlikte tavsiyedir :)

Kitap Tanıtımı : Cihan Erdem-Cellât


      Türü:Tarihi / Bilimkurgu

Sayfa Sayısı :  296
Baskı : Şubat 2014

İnsan ırkının gelmiş geçmiş en iri ve ürkütücü bedenine sahip, sadece öldürmeyi arzulayan dilsiz bir cellât.  Basit bir cümle ile anlatılamayacak kadar üstün zekâya sahip cesur bir asker, adil bir sultan ve gerçek bir kahraman; Yavuz Sultan Selim.

               Kutsal kitap gibi taşıdığı Cellât’ı okuyarak insan öldürme cesareti bulmaya çalışan esrarengiz bir adam.  Üzerinde yaşayan insanların olağanüstü bir zihinsel düzeye eriştiği, dünya teknolojisini yönlendiren bir Ada.  Tarih ile geleceği bütünleştiren, gizemli kapıları ardına kadar açan bir kitap.


Düşündüğü tek şey cellât olmaktı ve bunu başarmalıydı. Eğer başaramazsa bile en azından birini öldürerek bu duyguyu tatmalıydı. Kana susamışlığı ve öldürmeyi bu denli arzulaması, belki iğrenç, insani olmayan ve canice bir durumdu ama bazen kendine kızdığı zamanlar da oluyordu.  Özellikle masum bir çocuğu ya da eceliyle ölmek üzere olan bir yaşlıyı öldürmek istediği zamanlar… Fakat bu duygular daha fazla sorgulama yapmasına ve bir şeyleri değiştirme gayreti içine girmesine yetmiyor, derinden yaşadığı kin ve nefreti bastıramıyordu.




Kitap Tanıtımı:Fatih Murat ARSAL-Yemin


  Adı gibi “Kara” bir geçmişi olan, tehlikeli bir adamdı o… Hayat dolu bir genç kız için asla uygun değildi. Çoğu zaman insanı sinir edecek kadar kaba, yontulamayacak kadar sert, can sıkacak kadar suratsız ve… …ve görmezden gelinemeyecek kadar yakışıklı!  


                   Sığındığı karanlığı aydınlatacak bir ışığa hiç ihtiyacı yoktu. Hele güzel ve dik başlı bir sarışına asla! Ama genç kızın neşesinden etkilenmemek zordu! Onun inatçı mavi gözlerinden… Alaycı kırmızı dudaklarından… Geri adım atmayı bilmeyen cesur yüreğinden de! 



                  Ceza öpücüğü her ikisi için de büyük hataydı! İlişkileri bir anda karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal aldığında, kalbi kırılan genç kız büyük bir yemin etti!  

“Sen dizlerinin üzerinde sürünerek gelsen de… Seninle asla evlenmem!”  



  çok severek okuyacağınız her sayfada bir sonraki sayfayı merak edeceğiniz bir FMARSAL romanı daha ...
                                                       

G. A. Aiken-Ejderin Tutkusu Bitti :)


Sayfa Sayısı: 520
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları

Hayatımı, kanatlarımı ve üstün güzelliğimi tehlikeye atarak, yalnızca sevdiklerim uğruna, bu acımasız Kuzey Ellerine girdim. Ama kıymetimi bildiler mi? Hayır. Yakışıklı Gwenvael, en iyimiz sensin, tüm ejderhaların en güzelisin dediler mi? Hayır! Ailem asırlardan beri, doğuştan gelen ihtişamım ve alçak gönüllülüğümü bir türlü kabullenemedi. Fakat ben onlar için, tabii bir de cesur ve gözü pek olduğum için, bu toprakların en kötü kâbuslarına göğüs gereceğim.

Bu yüzden şu anda bir anlaşma yapmak üzere Kuzeylilerin Canavar dedikleri kişiyi bekliyorum. Bu kişi o kadar korkulan bir yaratıktır ki, en büyük savaşçılar bile adını fısıldayarak söyler. Ama ben, Dayanılmaz ve Cesur Gwenvael, karşımdaki bu korkunç kadını… ne? Ahh… Şey, Canavar denen yaratık, yani Dagmar Reinholdt… bir kadın mı yani?

"Buraya nasıl geldik?"
"Bizi sen getirdin."
"Ben mi getirdim? Hatırlamıyorum."
"Ne hatırlıyorsun?"
"Seni öptüğümü." Gwenvael sırıttı. "Kütüphane raflarının orada. Fakat lütfen söyleyin bana, Leydi Dagmar, neden yaralandım ben? Yoksa gizli arzularınızla derimi falan mı yüzmeye çalıştınız?"
"Gizli... ah. Her neyse. Son birkaç saattir hayatın cehennem gibiydi, olup biten bundan ibaret. Kaçırıldın, işkence gördün ve Sürü ejderhalarıyla savaştın."
"Gerçekten mi?" Gwenvael başını eğdi ve sesini alçalttı. "Şimdi, savaşta yaptıklarımı gördükten sonra sana daha mı ateşli geliyorum yani? Beni mümkün olabileceğinden çok daha fazla mı arzuluyorsun? Şu anda benimle birlikte olmak için can mı atıyorsun?"
"Kes sesini, ejderha."

ejderlerle tam vampir ve düşmüş meleklerle ilgili kitapları bitirdiğim zaman tanışmıştım ilk zamanlar sever miyim acaba diye tereddüt etmiştim ama okudukça bu fikrimden vazgeçtim ve her kitapta seriyı daha çok sevmeye başladım :)

bu kitapta karşımıza Gwenvael ile Dagmar çıkıyor ama hikayemizin başlangıcı Annwyl ile
kitabın ilk bölümündeki Gwenvael ile Dagmar diyalogları gerçekten çok gülünçtü :)

ejderin aşkı yorumum için buraya:tık tık
ejderin arzusu yorumum için buraya: tık tık