Sayfa Sayısı: 496
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları
O bir Türk. O bir
kadın. O bir bodyguard. O ünlü film yıldızı Can
Taker'ın seksi, havalı, belalı
takıntısı...
KAREN YAĞIZ… 25 yaşında. Gençliğinin baharında. Ve hep yapmak
KAREN YAĞIZ… 25 yaşında. Gençliğinin baharında. Ve hep yapmak
istediği işi yapıyor,
çünkü bu işte iyi! Ancak işinde hareketi sevse de,
özel hayatı içler acısı
derecede sıradan, rutin ve sıkıcı... Aslında
Karen, bu sıkıcı ve rutin
hayatından da memnun. Fakat her şeyin bir
kırılma noktası var. Karen bir anda
kendisini iki yakışıklı erkek
tarafından kuşatılmış olarak buluyor!
CAN TAKER… O bir dünya starı. Kadınlar onunla birlikte olmak için
CAN TAKER… O bir dünya starı. Kadınlar onunla birlikte olmak için
yarışıyor ama
onun peşinde olduğu tek bir kadın var; şımarık
bodyguardı.
TOPRAK ise Karen'in en yakın arkadaşı, dostu... O olmadan geçen bir
günü bile olmadı.
İki erkek, iki aşk, üstüne bir de suikastçı bir psikopat!
İki erkek, iki aşk, üstüne bir de suikastçı bir psikopat!
Karen için hayat bundan sonra diken üstünde bir maceradan ibaret…
Bu kitabı tesadüf
eseri Ephesus Yayınları sayfasında görmüş ve konuyu
okuduktan sonra yazarı çok
tanımasamda hemen almalıyım demiştim.
Ön sipariş verdim ve
elime geçer geçmez başladım.
İnanın çok beğendim.
Dünya starı Can
Taker ve onun güzeller güzeli bodyguardı Karen Yağız.
Aksiyon deseniz
bolca var.
Aşk deseniz bolca
var.
Çok severek ve
eğlenerek, acaba diğer sayfada ne olacak diye büyük
bir merakla okudum.
Kısaca tavsiyemdir.
****
Ünlü
oyuncu Can TAKER, gazetemize şöyle bir demeç verdi.
“Bodyguard’ımın kusuruna
bakmayın, arkadaşlar. Kendisi de bir
hayranım olduğu için, başka bir bayanın
pankart dahi olsa bana şahsen
göstermek istediği hiçbir şeye tahammül
edemiyor.”
“Konuşmamız gerekiyor,
Karen,” dedi nazik ama ısrarcı bir tonla.
Anlamıyordu. Onunla böyle burun
buruna dururken, beynime konuş
komutu veremeyecek bir durumdaydım. Aklım tek
bir şeyin emrindeydi
yalnızca; hormonlarımın!
O yüzden parmak uçlarımda
yükselerek tek bir hedefe doğru yöneldim.
Dudaklarına yani. Dediğim gibi
kontrolü beynim değil, kalbim ve
hormonlarım ele almıştı. Artık bu işkenceye
dur diyecek, hakkım olan
huzuru ve mutluluğu alacaktım.
Tabii o aptal gagasını açmasaydı!